Bir varmış, bir yokmuş… Uzak bir köyde, küçük bir kız çocuğu yaşarmış. Adı Elif’miş. Elif, her gece uyumadan önce, penceresinden dışarıya bakıp ay ışığının parladığı gökyüzüne hayran kalırmış. O gece de gökyüzüne bakarken, birdenbire çok parlak bir ışık görmüş. Bu ışık, doğrudan ormanın derinliklerinden geliyormuş. Elif, ne olduğunu anlamaya çalışırken, cesurca pencerenin kenarına yaklaşmış.
Elif: “Ay ışığı neden bu kadar parlak? Bir şeyler oluyor gibi hissediyorum.”
Ay ışığının biraz daha parlamasıyla birlikte, birden bir ses duymuş. Ses, ormandan geliyormuş, sanki biri onu çağırıyormuş.
Ses: “Elif! Elif! Yardım et! Bizi kurtar!”
Elif, şaşkın ama bir o kadar heyecanlı bir şekilde dışarıya bakmış. Hemen dışarı çıkıp ormana doğru koşmaya karar vermiş. Ay ışığı, ona yol göstermeye devam ediyormuş. Ormana vardığında, karşısına küçük bir tavşan çıkmış. Tavşan, korkmuş bir şekilde arkasına bakarak Elif’e seslenmiş.
Tavşan: “Elif, ormanın derinliklerine gitme! Burada bir şey var, çok tehlikeli!”
Ama Elif, cesur bir şekilde tavşana gülümsemiş.
Elif: “Beni korkutamazsınız, ben buradayım ve yardıma ihtiyacı olanlara yardımcı olmalıyım!”
Tavşan, şaşkın bir şekilde başını sallamış ve Elif’i takip etmeye başlamış. Ormanın derinliklerine gittikçe, ay ışığı biraz daha solmuş, ama Elif’in kalbi cesaretle dolmuş. Bir süre sonra, büyük bir ağacın altında bir grup sevimli yaratıkla karşılaşmış. Yaratıklar, Elif’e başlarını eğmiş ve hep bir ağızdan bağırmışlar.

Yaratıklar: “Kurtarıcı Elif! Bizi kurtar!”
Elif, yaratıkları sakinleştirerek onlara yaklaşmış.
Elif: “Siz kimsiniz? Ne oldu? Neden burada mahsur kaldınız?”
Birinci Yaratık: “Biz, Ay Yıldızları Krallığı’nın sakinleriyiz. Krallığımızın yıldızları kayboldu ve bu yüzden hepimiz burada mahsur kaldık. Bizim ışığımız olmadan, ormana hayat veremiyoruz.”
İkinci Yaratık: “Eğer yıldızları bulup yerine yerleştirmezsen, her şey karanlıkta kalacak!”
Elif, bu görevi üstlenmeye karar vermiş. Yıldızların kaybolduğu yerin, ormanın en derin noktasında, karanlık bir mağarada saklı olduğunu öğrenmiş. Elif, tavşanla birlikte mağaraya doğru gitmeye başlamış. Yolda korkutucu sesler duymuş, ama korkusunu yenmiş. İçeri girdiklerinde, mağaranın içinde kaybolmuş yıldızları bulmuşlar.
Elif: “Bunlar, gerçekten de Ay Yıldızları! Hadi, onları yerine yerleştirelim!”
Yıldızları dikkatlice, sevgiyle yerlerine koymuş. Bir anda, orman ışıl ışıl olmuş ve ağaçlar parlamaya başlamış. Ay ışığı yeniden bütün ormanı aydınlatmış. Yaratıklar, sevinçle dans etmeye başlamış.
Yaratıklar: “Teşekkür ederiz, cesur Elif! Senin sayesinde her şey yeniden ışıldıyor!”
Elif, tavşanla birlikte geri dönmeye başlamış. Yıldızlar gökyüzüne yükselirken, orman tekrar eski haline dönmüş. Elif, tavşana gülümseyerek dönmüş.
Elif: “Hadi, şimdi eve dönelim ve herkesin gözleri kapalıken, bu güzel gecede uyuyalım.”
O günden sonra, Elif her gece ay ışığının parlamasını izlerken, o geceki macerasını hatırlamış ve yattığı her gece huzur içinde uyumuş.
Ve Elif, mutlu bir şekilde uykuya dalmış…
Ayışığındaki Macera Masalına benzeyen Uyku masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.