Bir varmış, bir yokmuş. Uçsuz bucaksız bir denizin kıyısında, minik bir balıkçı köyü varmış. Bu köyde, Mavi adında çok meraklı ve cesur bir çocuk yaşarmış. Mavi’nin en büyük hayali, bir gün okyanusun altını keşfetmekmiş.
Bir sabah, güneş altın gibi parladığında, Mavi sahilde yürürken parlayan bir şey bulmuş. Bu, üzeri deniz kabuklarıyla süslenmiş eski bir cam şişeymiş. Şişenin içinde yuvarlak bir kâğıt varmış. Mavi heyecanla şişeyi açmış ve mektubu okumuş:
“Kayıp inciyi bulan kişi, deniz kraliçesinin dostu olacak. İpucu: Mercan Mağarası’nın ötesine git!”
Mavi hemen eve koşmuş, yüzme gözlüğünü, paletini ve minik dalış tüpünü almış. En iyi arkadaşı minik ahtapot Pufi’yi de yanına çağırmış.
- Hazır mısın Pufi? Birlikte kayıp inciyi bulacağız!
Mavi ve Pufi birlikte denize dalmışlar. Rengârenk balıklar, dans eden yosunlar, kıkırdayan yengeçler arasında yüzmüşler. Bir süre sonra karşılarına büyük bir denizanası çıkmış. Denizanası zararsızmış ama çok bilgeymiş.
- Denizanası amca, Mercan Mağarası nerede? diye sormuş Mavi.
- Mercanlar arasında kırmızı olanı takip et. Seni mağaraya götürür, demiş denizanası gözlerini kısarak.
Mavi ve Pufi kırmızı mercanları izlemiş. Yolculuk sırasında, bir fırtına balığı sürüsü geçmiş yanlarından ama Pufi’nin mürekkep püskürtme oyunu sayesinde yollarını şaşırmışlar. Az sonra büyük bir kayanın ardında Mercan Mağarası’nı bulmuşlar.

Mağara çok karanlıkmış ama Mavi cesurmuş. Küçük bir el fenerini açmış. İçeride taşların üzerine çizilmiş deniz kabuğu şekilleri varmış. Tam o sırada, bir deniz kestanesi konuşmuş!
- Eğer kayıp inciyi arıyorsan, bilmecemi çöz:
“Ben ne balığım ne de taş,
İçim parlak, dışım taş.
Derinliklerde saklanırım,
İnciyle dostluk kurarım.”
Mavi biraz düşünmüş, sonra gülümsemiş:
- Bu istiridye olmalı!
Deniz kestanesi gülümseyip bir yolu işaret etmiş. Mavi ve Pufi o yoldan ilerleyince, bir kaya yarığında kocaman bir istiridye bulmuşlar. İstiridye uykudaymış. Pufi bir baloncuk patlatınca istiridye uyanmış.
- Kim rahatsız etti beni? demiş esneyerek.
- Merhaba! Kayıp inciyi arıyorum. Belki sende olabilir mi? demiş Mavi.
İstiridye göz kırpmış.
- Belki… Ama önce kalbini göster bana. Gerçekten yardım etmek mi istiyorsun, yoksa inciyi sadece kendin için mi arıyorsun?
Mavi düşünmeden cevap vermiş:
- Ben sadece deniz kraliçesine yardım etmek istiyorum. Eğer inci bulunursa, belki deniz yaratıkları artık saklanmak zorunda kalmaz.
İstiridye çok duygulanmış. Ağzını açmış ve içinden deniz mavisi gibi parlayan, ışık saçan bir inci çıkarmış.
- Al bakalım, cesaretin ve iyi kalbin sayesinde bu inciyi hak ettin, demiş.
Mavi ve Pufi inciyi dikkatle almışlar. Tam o sırada denizin içi parlamış ve deniz kraliçesi belirmiş. Uzun saçları yosun gibi dalgalanıyor, gözleri ay ışığı gibi parlıyormuş.
- Teşekkür ederim, Mavi. Senin gibi bir dost kazandığım için çok mutluyum, demiş kraliçe.
Kraliçe bir değnek savurmuş ve Mavi’ye özel bir kolye hediye etmiş.
- Bu kolye seni her zaman denizde koruyacak, demiş.
Mavi, Pufi ile birlikte yüzeye dönmüş. Maceraları sona ermiş ama kalbinde sonsuza kadar sürecek bir dostlukla…
Deniz Altında Kayıp İnci Masalına benzeyen 5-6 Yaş Masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.