Bir zamanlar, Mavi adında cesur ve meraklı bir çocuk yaşarmış. Mavi, denizi çok severmiş. Her sabah kıyıya gidip dalgaların sesini dinler, kumlara çizimler yapar, bazen de deniz kabukları toplarmış. En büyük hayali, bir gün kendi gemisiyle denize açılmakmış.
Bir sabah, Mavi sahilde yürürken parlayan bir şey görmüş. Kumların arasında parıldayan küçük bir pusulaymış bu. Pusulanın ortasında minik bir deniz kabuğu resmi varmış. Mavi pusulayı eline aldığında birdenbire pusulanın ibresi hızlıca dönmeye başlamış ve sonra durmuş. Pusula, açık denizi gösteriyormuş!
Tam o sırada bir martı çığlığı duymuş:
“Takip et Mavi, Kayıp İstiridye Adası seni bekliyor!”
Mavi gözlerine inanamamış. Martı mı konuşmuştu? Ama düşünmeye fırsat kalmadan deniz kıyısında küçük bir yelkenli belirivermiş. Üzerinde “Maceraya Hazır” yazıyormuş. Mavi tereddüt etmeden yelkenliye binmiş ve pusulanın gösterdiği yöne doğru yelken açmış.
Deniz pırıl pırıl, gökyüzü masmaviydi. Bir süre sonra Mavi’nin yelkenlisi rengârenk balıklarla dolu bir koya ulaşmış. Balıklar dans eder gibi yüzüyormuş. İçlerinden biri konuşmuş:
“Kayıp İstiridye Adası’na gidiyorsan dikkatli ol. Orası gizemli ve büyülü bir yerdir!”
Mavi teşekkür ederek yoluna devam etmiş. Güneş yavaşça gökyüzünde batıya kayarken pusula aniden parlamış. Tam karşısında sisler içinde bir ada belirmiş.
Mavi yaklaşınca adada her şeyin deniz kabuğundan yapıldığını fark etmiş. Evler, ağaçlar hatta yollar bile istiridyedenmiş! Fakat adada kimse yokmuş… Sadece bir tabela:
“Kayıp İstiridye’yi bulmadan buradan çıkamazsın!”

Mavi adayı keşfetmeye başlamış. Önce deniz kabuğundan yapılmış bir köprüden geçmiş, sonra şarkı söyleyen deniz fenerini dinlemiş. Derken büyük bir istiridye heykelinin önüne gelmiş. Üzerinde şu yazıyormuş:
“Gerçek cesareti gösterene sırlar açılır.”
Tam o sırada yer sarsılmaya başlamış! Kocaman bir ahtapot çıkagelmiş! Ama bu ahtapot öfkeli değilmiş, ağlıyormuş.
“Kayıp İstiridye’yi yanlışlıkla düşürdüm, lavanta çiçeklerinin orada bir yerde kayboldu!” demiş.
Mavi hemen lavanta kokulu tepeye koşmuş. Kokular arasında küçük parıltılar görmüş ve orada, çiçeklerin altında, güzel bir istiridye bulmuş! Rengârenk, ışıl ışılmış. Mavi istiridyeyi alıp ahtapota götürmüş.
Ahtapot sevinçle sarılmış ve demiş ki:
“Teşekkür ederim küçük denizci! Artık ada uyanabilir!”
O anda tüm ada canlanmış! Deniz kabuğu evlerinden çocuklar çıkmış, kuşlar şarkı söylemiş, deniz feneri yeniden ışıldamış. Mavi’ye bir kolye vermişler: ortasında bir pusula, içinde minik bir istiridye olan bir kolye.
Adanın kralı Mavi’ye şöyle demiş:
“Sen gerçek bir kaşifsin. Ne zaman macera istersen pusulana bak!”
Mavi yelkenlisine binmiş, kalbinde kocaman bir mutlulukla eve doğru yola çıkmış. Martı yine çığlık atmış:
“Hoşça kal cesur Mavi! Yeni maceralarda görüşmek üzere!”
Ve o günden sonra Mavi her gün denize bakar, yeni bir macera hayal edermiş.
Minik Denizci Mavi ve Kayıp İstiridye Adası Masalına benzeyen 5-6 Yaş Masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.