Bir varmış, bir yokmuş… Uzak bir savanada, yumuşacık yelesiyle, sevimli mi sevimli minik bir aslan yavrusu yaşarmış. Adı Leo’ymuş. Leo, oyun oynamayı çok severmiş ama uyumayı hiç istemezmiş.
Her akşam annesi:
– Leo, artık uyku vakti, gözlerini kapat!
dermiş.
Ama Leo:
– Daha maceraya çıkmadım ki anne!
diye homurdanırmış.
Bir gece, Leo yine uyumamak için kıvrandığında, odasında parlayan küçük bir yıldız pencereden içeri süzülüvermiş. Yıldız yavaşça Leo’nun burnuna dokunmuş…
Pıııff!
Bir anda odası kaybolmuş, Leo kendini bambaşka bir yerde bulmuş: Gökyüzüyle yerin birleştiği yerde parlayan büyülü bir ormanın tam ortasında! Üstünde yıldız tozlarından yapılmış bir pelerin varmış. Yanında da konuşan bir baykuş!
– Merhaba Leo, ben Rüya Ormanı’nın bekçisi Buku. Bu gece senin rehberinim.
Leo gözlerini kocaman açmış:
– Gerçekten mi? Ben bir rüyadayım öyleyse?
Buku gülümsemiş:
– Hem de en maceralısından!
Gökyüzü Nehri ve Uçan Balıklar
İlk durakları gökyüzünde akan bir nehir olmuş. Bu nehirde balıklar yüzmek yerine uçuyormuş!
– Nasıl geçeceğiz buradan? — demiş Leo.
– Sırtlarına binerek, – demiş Buku.
Leo bir balığın sırtına atlamış. Uçan balık onu gökyüzünde süzüle süzüle karşı kıyıya götürmüş. Leo çok heyecanlanmış.
– Bu rüyada her şey mümkün mü?
Buku başını sallamış:
– Hayal ettiğin her şey…

Şarkı Söyleyen Ağaç ve Uyuyan Dev
Ormanın derinliklerine geldiklerinde, dallarından ninniler söyleyen bir ağaç görmüşler. Bu ağaç, bir devin başucunda duruyormuş. Dev uyuyormuş ama bir gözünü hafifçe aralamış.
Leo biraz korkmuş ama Buku şöyle demiş:
– Endişelenme Leo, bu dev uyanıkken biraz huysuzdur. Ama şarkı duyunca yumuşar.
Leo cesaretini toplamış, koca devin kulağına kendi bildiği bir ninniyi mırıldamış. Dev gülümsemiş ve horultusu yumuşamış.
– Uyuyanları uyandırmak yerine, uykuya yardım ediyorsun artık, Leo. — demiş Buku.
Leo gururlanmış.
Yıldızların Arasında
Gökyüzü karardıkça orman parlamaya başlamış. Çünkü burası Rüya Ormanı’ymış ve geceleri uyanırmış. Yıldızlar dallardan sarkar, hayaller yerde yürürmüş.
Leo, yıldızlarla zıplamış, ayın ışığını toplamış, bir rüya kelebeğiyle yarış yapmış.
Ama birden gözleri ağırlaşmaya başlamış.
– Buku… Uykum geldi galiba…
Buku kanatlarını açmış, Leo’nun üzerine yıldız tozu serpmiş.
– Çünkü en güzel maceralar, uyuyunca devam eder Leo.
Leo gülümsemiş, gözlerini kapatmış ve yavaşça yıldızlardan yapılmış bir bulut yatağa uzanmış.
Sabah Olunca…
Sabah olduğunda Leo, kendi yatağında uyanmış. Pencereden içeri giren güneş ışığı gözlerini kamaştırmış. Hemen annesine koşmuş:
– Anne! Anne! Rüya Ormanı’na gittim, bir baykuşla tanıştım, balıklara bindim, dev uyuttum!
Annesi gülümsemiş:
– Demek ki uykunun içinde bile macera varmış…
Leo başını sallamış:
– Hem de en güzeli. Bu gece tekrar gitmek istiyorum.
O günden sonra Leo, uyumak için sabırsızlanır olmuş. Çünkü bilirmiş ki, gözlerini kapattığı an, yeni bir macera onu bekliyormuş.
Ve gökten üç uyku yıldızı düşmüş:
Biri Leo’ya,
Biri rüyaları seven çocuklara,
Biri de tatlı uykular için ninni söyleyen annelere…
İyi uykular…
Minik Aslan Leo’nun Rüya Ormanı Macerası Masalına benzeyen Uyku masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.