Bir zamanlar, okyanusun derinliklerinde Mavi adında sevimli bir yunus yaşardı. Mavi çok meraklıydı. Rengarenk balıkları takip eder, deniz yıldızlarıyla oyunlar oynar, yosunlardan oluşan tünellerin içinden geçmeyi çok severdi.
Bir sabah, güneş ışıkları suyun altına dans ederek ulaşırken Mavi, en yakın arkadaşları Kaplumbağa Kabuş ve Ahtapot Pofi ile buluştu.
“Bugün ne macera yapalım?” diye heyecanla sordu Mavi.
“Kayıp Mercan Adası’nı duydun mu?” dedi Kabuş, gözlüklerini düzeltip.
“Efsane mi o?” diye sordu Pofi, kollarını merakla sallayarak.
“Gerçek olduğunu sanmıyorum.”
“Hayır, gerçekmiş!” dedi Mavi.
“Babam bir keresinde oraya neredeyse ulaşmış. Orada ışıl ışıl parlayan büyülü mercanlar varmış.”
Üç arkadaş heyecanla göz göze geldiler.
“Hadi gidelim!” dediler bir ağızdan.
Macera Başlıyor

Mavi, Kabuş ve Pofi yola koyuldular. Önce, Fırtına Kayalıkları’nı geçtiler. Dalgalar sertti ama Mavi’nin çevikliği sayesinde güvenle ilerlediler.
Sonra, Karışık Balık Mağarası’na geldiler. Burada yüzlerce balık birbirine karışmıştı: sarı, mavi, yeşil, turuncu…
“Önümüzü göremiyorum!” diye bağırdı Pofi.
“Beni takip edin, koku izlerini kullanacağım,” dedi Kabuş, çünkü kaplumbağalar çok iyi koku alırlardı.
Kabuş’un peşinden giderken birden bire karşılarına büyük bir mürekkep bulutu çıktı!
“Durun!” diye bağırdı Mavi.
“Bu Pofi’nin numarası değil mi?”
Birden mürekkep bulutunun içinden kocaman, ama gülümseyen bir Mürekkep Balığı çıktı.
“Haha! Korktunuz mu?” dedi gülerek.
“Biraz korktuk ama sorun değil,” dedi Kabuş.
“Kayıp Mercan Adası’nı mı arıyorsunuz?” diye sordu Mürekkep Balığı.
“Evet! Nerede olduğunu biliyor musun?”
“Belki… Ama önce sizden bir bilmece çözmenizi istiyorum!” dedi ve göz kırptı.
Bilmece
“Benim adım nedir, tahmin et bakalım,
Sekiz kolum var ama hiç şapkam yok.
Biraz korkuturum ama yumuşacığım,
Kimim ben, aklınızda tutun çabuk?”
Pofi hemen cevapladı:
“Bu sensin! Mürekkep Balığı!”
“Doğru cevap!” dedi Mürekkep Balığı.
“O zaman size yolu göstereceğim.”
Yolu tarif etti:
“Üç büyük deniz anasını geçin, sonra parlayan taşları takip edin. En sonunda maviden mora dönen bir mercan göreceksiniz. Orası Kayıp Mercan Adası’nın kapısıdır!”
Kayıp Mercan Adası
Üç arkadaş yolculuğa devam etti. Anlatıldığı gibi üç büyük deniz anasını geçtiler. Sonra yavaş yavaş parlayan taşlar belirdi. Mor, mavi, pembe taşlar sanki bir yol çiziyordu.
“Bu çok güzel!” dedi Mavi.
“Az kaldı!”
Sonunda karşılarında büyüleyici bir manzara belirdi. Mercanlar gökkuşağı gibi parlıyordu. Üzerlerinden ışık huzmeleri geçtikçe renk değiştiriyor, melodik bir tıngırtı sesi çıkarıyorlardı.
“İnanamıyorum! Gerçekmiş!” dedi Pofi.
“Bu… harika!” dedi Kabuş, gözlüklerini silerek.
Tam o sırada mercanların arasında ufacık bir denizatı belirdi.
“Hoş geldiniz!” dedi minik sesiyle.
“Burası Kayıp Mercan Adası. Ama ziyaretçilerin bir şey yapması gerekiyor: Bir dilek tutup, bir iyilik yapmalısınız.”
Üçü de gözlerini kapattı ve içlerinden bir dilek diledi.
Sonra Mavi, yosuna takılmış minik bir yengeci kurtardı. Kabuş, ters dönmüş bir deniz kabuğunu düzeltti. Pofi de bir küçük balığın kaybolan annesini bulmasına yardım etti.
Mercanlar birden parlamaya başladı!
“Dilekleriniz kabul edildi!” dedi denizatı.
“Artık istediğiniz zaman buraya gelebilirsiniz.”
Eve Dönüş
Üç arkadaş mutlu ve yorgun bir şekilde evlerine döndü.
“Bu hayatımın en güzel günüydü,” dedi Mavi.
“Ben yine gitmek istiyorum!” dedi Pofi.
“Ama önce biraz dinlenelim,” dedi Kabuş esneyerek.
Ve o gece, denizin derinliklerinde üç kahraman dost, tatlı bir uykuya daldılar. Rüyalarında ise mercanlarla oynuyor, denizatıyla sohbet ediyorlardı.
Minik Yunus Mavi ve Kayıp Mercan Adası Masalına benzeyen 5-6 Yaş Masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.