Bir zamanlar, rengârenk çiçeklerle kaplı, kuşların şarkı söylediği, arıların dans ettiği yemyeşil bir vadide Arı Maya adında neşeli bir arı yaşarmış. Maya, her sabah erkenden uyanır, kanatlarını çırpar, arkadaşlarını selamlar ve en sevdiği şeyi yaparmış: yeni yerler keşfetmek!
Bir sabah Maya, kovanın dışına çıktığında bir gariplik fark etmiş. Çiçekler solmuş, kelebekler uçmuyormuş, kuşlar bile sessizmiş. En sevdiği kır papatyası bile griye dönmüş!
Maya çok şaşırmış. Hemen en yakın arkadaşı uğur böceği Lila’ya uçmuş.
– “Lila! Ne oluyor böyle? Çiçekler neden soldu? Renkler nereye gitti?” diye sormuş endişeyle.
Lila iç çekmiş:
– “Geceleyin Renkler Diyarı’ndan bir fırtına geldi. Tüm renkleri alıp götürmüş. Bu yüzden her yer gri oldu…” demiş.
Maya durup düşünmüş. Renkler olmazsa arılar polen toplayamaz, çiçekler açamaz, hayvanlar mutlu olamazdı! Kararını vermiş:
– “Ben Renkler Diyarı’na gidip renkleri geri getireceğim!“
Yolculuk Başlıyor
Maya, küçük kanatlarını cesaretle açmış ve gökyüzüne yükselmiş. Yol boyunca türlü zorluklarla karşılaşmış: Rüzgârla dans eden bulutlar, dikenli çalılıklar, sırılsıklam eden bir yağmur…
Bir süre sonra, bulutların üzerinde gizlenmiş kapısı rengârenk olan gizemli bir tepeye ulaşmış. Kapının üstünde şöyle yazıyormuş:
“Renkler Diyarı – Sadece kalbi cesur olanlar girebilir.“
Kapı, Maya’nın kararlı bakışını görünce yavaşça açılmış…
Renkler Diyarı

İçeri girdiğinde Maya’nın gözleri faltaşı gibi açılmış. Her şey ama her şey siyah-beyazmış! Ne bir sarı güneş, ne kırmızı bir elma, ne de mavi bir gökyüzü varmış…
Birden karşısına minik bir boya damlası çıkmış. Adı Reno’ymuş. Çok üzgün görünüyormuş.
– “Renklerimizi kaybettik,” demiş Reno. “Fırtına gelip Renk Taşlarını uçurdu. Taşlar olmazsa renkler dünyaya geri dönemez!“
Maya hemen sormuş:
– “Peki bu taşları nasıl bulabilirim?“
Reno, ona sihirli bir harita vermiş. Haritada dört Renk Taşı’nın yeri işaretliymiş: Kırmızı Taş Orman Mağarası’nda, Sarı Taş Güneş Tepesi’nde, Mavi Taş Göl Gözyaşı’nda, Yeşil Taş ise Rüzgâr Vadisi’nde saklanıyormuş.
Maya hiç vakit kaybetmeden yola koyulmuş.
Kırmızı Taş – Orman Mağarası
Mağaranın önüne geldiğinde içerisi zifiri karanlıkmış. Ama Maya korkmamış. Antenleriyle yolu hissederek ilerlemiş. Mağaranın sonunda uyuyan bir ateş böceği varmış.
– “Merhaba! Kırmızı Renk Taşı’nı arıyorum,” demiş Maya.
Ateş böceği esneyerek cevaplamış:
– “Taşı sana veririm, ama önce ışık korkusunu yenmeme yardım eder misin?“
Maya gülümsemiş, kanatlarını çırpmış, mağarada minik ışık halkaları oluşturmuş. Ateş böceği artık ışığın güzel bir şey olduğunu anlamış.
Karşılığında Maya’ya Kırmızı Taş’ı vermiş.
Sarı Taş – Güneş Tepesi
Tepede yorgun bir güneş kuşu duruyormuş. Sarı Taş onun tüyleri arasına sıkışmış.
– “Sarı Taş’ı alabilir miyim?” diye sormuş Maya.
– “Olmaz,” demiş kuş. “Tüylerim soldu, artık uçamıyorum…“
Maya, vadiden nektar toplayıp kuşun gagasına taşımış. Güneş kuşu güçlenmiş, gökyüzüne süzülmüş.
– “Sarı Taş senin olsun, küçük kahraman,” demiş ve taşı Maya’ya vermiş.
Mavi Taş – Göl Gözyaşı
Maya, mavi taşın gölün dibinde olduğunu öğrenmiş. Ama suya giremiyormuş! Göl kenarında ağlayan bir kurbağa varmış.
– “Neden üzgünsün?” demiş Maya.
– “Kimse sesimi sevmiyor. Şarkı söylediğimde herkes kaçıyor…” demiş kurbağa.
Maya gülerek:
– “Ben dinlerim, hadi söyle!” demiş.
Kurbağa şarkı söylemiş, sesi Maya’nın kulağında çok tatlıymış! Maya kurbağayı neşelendirmiş, o da mavi taşı gölün dibinden çıkarmış.
Yeşil Taş – Rüzgâr Vadisi
Vadide çok güçlü rüzgârlar varmış. Maya zorlanarak ilerlemiş. Rüzgârları yöneten yaşlı bir rüzgâr baykuşu ona seslenmiş:
– “Yeşil Taş’ı istiyorsan bana neden renklerin bu kadar önemli olduğunu anlat.“
Maya düşünmeden cevaplamış:
– “Renkler çiçekleri mutlu eder, hayvanları neşelendirir, çocukların gözlerini parlatır! Onlar olmadan dünya sessiz olur…“
Baykuş gözlerini kırpmış:
– “Cevabın yüreğinden geldi. Taş senindir.“
Renkler Geri Geliyor
Maya dört taşı alıp Renkler Diyarı’na geri dönmüş. Reno ve diğer boya damlaları taşları özel bir daireye yerleştirmiş.
Birden gökyüzü parlamış! Renkler fışkırmış! Kırmızılar, sarılar, maviler, yeşiller tüm dünyayı yeniden boyamış.
Çiçekler açmış, kuşlar ötüşmüş, uğur böceği Lila sevinçle Maya’ya sarılmış:
– “Sen harikasın Maya!“
O günden sonra Arı Maya sadece bir arı değil, renklerin koruyucusu olarak anılmış.
Arı Maya ve Kayıp Renkler Diyarı Masalına benzeyen 5-6 Yaş Masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.